Kayıtlar

Deneyim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

COVID, Havacılık ve Seyahat üzerine

Resim
1995 yılından beri havacılık sektöründeyim ve yaşanan en zor dönemin 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de gerçekleşen ve sadece havacılığı değil tüm seyahat endüstrisini etkileyen saldırılar olduğunu düşünüyordum. Zira o tarihten sonra başta o dönemde çalıştığım havayolu Swissair olmak üzere pek çok havayolu krize girdi, bugün halen hayatımızda olan sıvı kısıtlamalarından tutun ek güvenlik önlemlerine kadar pek çok yeni uygulama hayatımıza girdi. Seyahat etme şeklimiz ve güvenlik algımız tamamen değişti.  Kim bilebilirdi ki bir başka krizin 15 yıl sonra seyahat endüstrisini bir kez daha sarsacağını ve seyahat etme şeklimizin ve güvenlik algımızın bir kez daha değişeceğini?  2019 yılının sonlarında Çin’den gelen haberleri önce çok önemsemedik zira her sene domuz gribi, kuş gribi ve benzeri gripler geliyor, en fazla üç-beş gün yatırıp gidiyordu. Bu sefer öyle olmadı ve artık hiçbir şey aynı da olmayacak.  Geçen Eylül ayında yeni bir işe başlamış, iş kanunumuz gereği bir seneyi tamamladıktan so

Yurt dışına seyahat kaça patlar?

Resim
2018 yılında yaşanan kur krizi nedeniyle ister tatil ister daha uzun geziler için olsun yurt dışına seyahat etmek oldukça maliyetli bir hal aldı. Eskiden ucuza bir bilet ayarlayıp üç-beş günlüğüne gidilen yakın yerlere gitmek bile insanlara zor gelmeye başladı. Oysa yurt dışına gitmek, farklı ülke ve şehirleri görmek, farklı insanlarla tanışmak ve onların kültürlerini tanımak insana çok şey katan, kişisel gelişime inanılmaz katkısı olan bir olay. En azından kişinin önyargılarınıdan bir nebze kurtulmasına ve bakış açısını değiştirmeye yarar. Bir de içinde olduğunuzda fark etmediğiniz ama dışarıdan baktığınızda gördüğünüz hayatınızı, yaşadığınız şehri ve ülkeyi daha iyi anlamınızı sağlar. Maalesef bu ekonomik durum ve seyahat etmenin masraflı bir şey olması bir süre böyle daha devam edecek ama çözüm yok değil. Gelin önce maliyetlere bakalım, sonra da alternatiflere... Yurt dışına seyahat kaça patlar? Pasaport: Bu yıl başında zamlanan pasaport ücterleri 248TL'den başlıyor am

Dubai (BAE) - Skydive

Resim
Uçuş Tutkusu... Her havacı uçmayı sevecek diye bir kural yok elbette ama benim gibi bu mesleğe gönül verenlerin pek çoğu için uçmak, gökyüzünde olmak, bulutların üstüne çıkmak ayrı bir keyif konusudur. Severiz havalarda olmayı kuş misali... Benim için hayattaki en hoş manzaralardan biri uçağınızın kapalı havayı geride bırakıp belirli bir yükseklikte, bulutların üzerinde sizi güneş ile buluşturduğu andır. Kimileri için de dünyayı yukarıdan, normalde görmediğimiz bir açıdan görmek, şehirleri havadan keşfetmektir. O nedenledir ki pek çok yolcu cam kenarı koltukları tercih eder, özellikle iniş ve kalkışlarda gözler cam ve ötesinde olur. Sınırları zorlamak! Elbette tüm bu anlattıklarım modern teknoloji ürünü uçakların içinde, rahat rahat koltuğunuzda otururken deneyimlediğimiz güzel anlardır. Ya da pilot lisansı olan havacılık tutkunları kendi uçakları ile yaptığı uçuşlarda bu tip güzel anları yakalarlar. Bir de işin diğer boyutu var; gerçekten uçanlar... Skydiving yani Türkçe

Kopenhag - 17 Mayıs 2000 UEFA Kupası Finali

Resim
Bugün 17 Mayıs 2012. Galatasaray’ın Türk futbol tarihinde bir başka ilki gerçekleştirerek UEFA kupasını kaldırdığı günün 12nci yıldönümü. Şanslı bir Galatasaray taraftarı olarak pek çok şampiyonluk ve kupa gördüm... ama bu en anlamlısı ve önemlisiydi. Derwall yönetimindeki Galatasaray’ın, Viyana’da Rapid Wien’e gol atıp (B.Savaş) skoru 2-1’e getirdiğinde başlamıştı bu yürüyüş. Adım adım yürüdü Gaşlatasaray. Avrupa Fatihi ünvanıni aldığında daha kupası yoktu. Yıllar sonra, ilk defa bir Türk takımı ezberleri bozdu ve hayal denilen, olmaz denileni yaptı. İnsanlara gerçekten istendiğinde ve inanildığında her şeyin başarilabileceğini kanıtladı Kopenhag’daki o final maçı ve alınan kupa. O yıllarda, havayolu çalışanı olmanın getirdiği avantajla Galatasaray’ın pek çok Avrupa maçına gittim. Milano’dan Moskova’ya, Liverpool’dan Madrid’e kadar takımın peşinde değişik şehirlerde ve statlarda bulundum. Bu seyahatlerin de en anlamlısı ve önemlisi de Kopenhag ’a yapılan oldu. Leeds United’

Yol Gidenindir!

Hani ecnebi röportajlarında okuruz, adama sorarlar “ what is your motto ” diye, o da “iyi çalış, iyi yaşa” gibi klasik cevap verir. Bizde ise sanırım herkesin hatırlayacağı rahmetli Sakıp Sabancı 'nın “çalışmak, çalışmak ve çalışmak” şiarı meşhurdur. Benimki ise hayat tarzımdan yola çıkıp hayata bakışıma yansıyan şekilde gelişen “Yol Gidenindir!” oldu. Bu yüzden bu blogun adı da, twitter hesabımın da adı Yol Gidenindir. Facebook , linkedin ve bilumum sosyal paylaşım ağlarındaki profillerimde de ya isminde ya da uygun bir yerinde mutlaka yer alır bu “ motto ” Peki nereden çıktı bu Yol Gidenindir? Aslında her şeyin başlangıcı 90'lı yılların ortalarında havayollarında başlamama dayanıyor. 1995-1997 yılları arasında American Airlines , 1997-2004 yılları arasında da Swissair / SWISS Internetional Air Lines 'da, 2009-2010 yılları arasında da SunExpress 'de çalıştım. Toplamda çalışma hayatımın çoğunu, 10 yıldan fazla bir süreyi havayollarında geçirdim. Havayollarında

Avrupa'nın En İyi 8 Gece Treni

Resim
Aşağıdaki seçimler Lonely Planet tarafından yapılmış. İngilizce olarak tam metni buradan okuyabilirsiniz. Altına ben kısaca aklıma ilk gelenleri yazdım ama siz siz olun araştırmadan bu gezilere kalkışmayın ;) Ama trenle yolculuk güzeldir, keyiflidir... hayatınızda mutlaka bir kez uzun yol yapın, 10-12 saat çok değişik yaşanabiliyor... İşte listemiz; Moskova >>> St Petersburg Rusya'nın en önemli ve görülesi iki şehri arasında hizmet veren Kırmızı Ok / Red Arrow treni Londra >>> Fort William Caledonian Sleeper sizi bilinen trenlerden farklı olarak Euston'dan İskoçya 'ya götürüyor Paris >>> Venedik Avrupa'nın iki romantik şehri arasında yolculuk hoş olsa gerek... Trondheim >>> Bodo Güzel bir Norveç deneyimi olarak görmek lazım. Amsterdam >>> Kopenhag Amsterdam'daysanız Kopenhag'a gitmek niye? Budapeşte >>> Split Orta Avrupa'nın orta çağ yaşam tarzı ve mimarisinden sıcak Akdeniz'e doğr

Son Gezi Hakkında...

Resim
Son gezide son 2 yıldır yaşadığım Goa'dan yola çıkıp Güney Hindistan, Sri Lanka, Sigapur, Malezya ve Tayland'da dolandım. Gezi uzun olduğu için de gezi notları da uzun :) Toparlamak, bir yazı haline getirmek ve burada, ticari amaç olmadan, tıpkı sizin gibi gezen bir gezginin gözünden bakarak nereye gidilir, nerede kalınır, ne yenilir, ne içilir, ne yapılır, seyahat önerileri vs kolay iş değil. Ben bunları toparlarken gidecekleri bu bilgilerden mahrum bırakmak da olmaz. Biraz önce istatistiklere baktım, ayda ortalama 4.000 kişi bu blogu ziyaret ediyor, 6.000 sayfaya bakıyor ve seyahatleri ile ilgili yararlı bilgilere ulaşıyor. Aşağıdaki şehir/bölge yazıları yakında burada olacak ama sorusu olanlar bana yine bu blog aracılığı ile ulaşabilirler... Gokarna / Ohm Beach - Paradise Beach (Karnataka - Hindistan) Backwaters / Allapey / Varkala (Kerala - Hindistan) Kanyakumari / Mamalapuram / Puducherry / Auroville (Tamil Nadu - Hindistan) Sri Lanka Singapur Kuala Lumpur / Penang (Malez

Doğu ile Batı

Batı'da her şeye sahibiz; zenginlik, eğitim, demokrasi, özgürlük... Evimiz, arabamız, bir insanın isteyebileceği her şey var (ya da mümkün) ama hep bir eksiklik duygusu var. İnsan "başka bir şey olmalı" diyor. Amerika, Kanada, İngiltere, İsveç (kısaca batı) hep böyle... Çin, Japonya, Hindistan hatta Türkiye'de neler olduğuna bakıyorlar. İnsanlar Doğu'ya gittiğinde paranın, sahip olmanın dışında bambaşka şeylerle karşılaşıyorlar. Yeni bir amaç, farklı bir vizyon... Bütün bu çabanın geçici olduğunu anlıyor ve bir gün öleceğimiz gerçeğiyle tanışıyorlar. Bu da onları arayışa sürüklüyor. "Mutluluk nerede?" diye soruyorlar. O zaman daha derine iniyorlar; zihinden öteye, ruhlarını aramaya başlıyorlar" diyor bir doğu aşığı.    Aslında Doğu'yu görmeden, yaşamadan, Batı'nın çirkinlikleri, abuklukları, dayatmaları, beyninizi ve ruhunuzu esir alan olgularını fark edemiyor, çözemiyorsunuz. Herkese Doğu'yu keşfetmeyi öneriyorum. Bir zaman sonra Bat

Full Moon Party @ Koh-Phangan

Resim
Koh-Phangan'a en son bundan 3 yıl önce kuzenimle gitmiş, "full moon party" sonrası Istanbul'a dönmüş ve 15 gün kendime gelememiştim :) Yine gidiyorum!   Uzun bir yolculuk olacağı kesin... Önce Istanbul'dan Zürih'e uçup 3-4 saat bekledikten sonra 10,5 saat sürecek Bangkok uçağına binicem. Ertesi öğlen Bangkok'a varıp 1 saat sonra kalkacak Bangkok Air' in Koh-Samui uçuşunu yakalayacağım. Son olarak Koh-Samui 'den kalkan bir tekne ile yaklaşık 45dk. daha gittikten sonra akşam saatlerinde Koh-Phangan'a varmış olucam. Aklınızdan geçen sorulara hemen cevap vereyim; hayır ben manyak değilim ve evet kesinlikle değer!  Önce 6 gün kadar şu yanda gördüğünüz kumsal benzeri bir noktada öyle bir yatıcam ki dalgalar göbeğime kadar gelip geri çeklicek! Her gün masaj alacağım... bir gün thai, bir gün relaxation. Saat kullanmayı orada bırakmıştım çünkü belirleyici olan tek şey güneşin doğuşu ve batışı. Fakat en çok merak ettiğim mekan bizden sonra Koh-Phangan