Macaristan Gezi Notları - Budapeşte
Prag - Bratislava - Budapeşte de olabilirdi bu yazının başlığı zira bu notlar Prag'dan Budapeşte'ye 525 kilometrelik bir yolu da kapsıyor...
Macaristan
Pek çoğumuz için Budapeşte, tarih derslerinden aklımızda kalan, Osmanlı İmparatorluğu’nun batıdaki en önemli şehri olarak yer etmiştir. Malumunuz 240km ötedeki Viyana’yı iki defa deneyip alamamış, Kanuni Sultan Süleyman’ı da Szigetvár (Zigetvar) Macaristan’da kaybetmişiz.
Bunlar size yanıltmasın zira Macaristan’da ve de Budapeşte’de Osmanlılardan kalan pek bir şey yok. Zaten hepi topu 145 yıl Osmanlı egemenliğinde kalmış. Sanki hiç yaşanmamış bir dönem bu. Ülke size daha çok Avusturya veya Çek Cumhuriyeti gibi yabancı gelecek size. Bu bilgiyi cepte tutun. Macarlarla da Türk goygoyu yapmayın.
Avrupa’nın göbeğinde yer alan Macaristan bir Doğu Avrupa ülkesi değil bana sorarsanız. Politik olarak soğuk savaş döneminde öyle adlandırılsa da komşusu ve tarihi bağları bulunan Avusturya gibi bir ülke. Çok da normal değil mi; Avusturya – Macaristan İmparatorluğu Osmanlı’nın belalısı değil miydi? ;)
Prag – Bratislava – Budapeşte
Budapeşte gezisi Prag’da başladı. Rentalcars isimli uygulamadan araç kiraladık, memnun da kaldık. Bu yol, başlı başına bir deneyim. Vakti olanlara tavsiye ederim. Aslında iki rota üzerinden gidilebiliyor. Biri Prag – Viyana – Budapeşte, diğeri ise bizim tercih ettiğimiz ve biraz daha kısa olan (525km) Prag – Bratislava – Budapeşte.
Brno
Yol üzerinde, her iki rota da, Çek Cumhuriyeti’nin ikinci büyük şehri Brno’yu görme fırsatı oluyor. Öğle yemeği için burada durduk zira neredeyse yarı yola denk geliyor. Prag – Brno 235km. ve yaklaşık 3 saat.
Şarapları ile ünlü Moravia bölgesinin başkenti olan şehir aynı zamanda Çek Cumhuriyeti’nin adli başkenti. Anayasa Mahkemesi, Danıştay vb. Adli makamlar burada. Bizim vaktimiz olmadı ama kaleleri, parkları tiyatroları ile tipik bir orta Avrupa kenti.
Bratislava - Slovakya
Yola sabah erken çıkarsanız Bratislava da öğlen yemeği için bir alternatif olabilir, hatta daha mantıklı olabilir. Şayet Viyana üzerinden gidecekseniz bence oraya daha fazla vakit ayırmanız, hatta bir gece kalmanızı tavsiye ederim.
Slovakya’nın başkenti denilince aklınıza ne geliyor bilemiyorum ama beklentilerinizi epey aşağı çekmeniz gerekiyor. Toplam 415.000 kişinin yaşadığı şehri yürüyerek 3-4 saatte gezmeniz mümkün. Biz arabayla hızlı bir tur attık, bir de kahve içtik o kadar. Bratislava’dan Budapeşte yaklaşık 200km.
Tuna nehrinin yakalarında kurulu şehrin batı tarafı Buda, doğu tarafı ise Peşte ve iki yakayı birbirine bağlayan yedi köprü mevcut. Bunların en ünlüsü ve güzeli, şehrin merkezinde yer alan The Chain Bridge. Daha çok Peşte tarafında olacaksınız zira olay daha çok bu yakada dönmekte.
Şehri yürüyerek gezmek mümkün ve bence yapılması gereken de bu. Nehir kenarında bulunan Parlamento binası harika bir yapı ama bence mutlaka görülmesi gereken yer şehri Buda tarafındaki bir tepeden gören Buda Kalesi ve Kraliyet Sarayı (Royal Palace). Aslında ilk iş olarak buraya gidip şehre tepeden bakarak oryantasyonunuzu yapabilir, hafızanıza alabilirsiniz. Sonra vurun kendinizi sokaklara!
Tuna nehrinin her iki tarafından yürümek şart. Bu sırada 2. Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından nehir kenarında sırtlarından vurularak öldürülen ve nehre atılan Yahudiler anısına yapılmış Shoes on the Danube Bank enstalasyonunu atlamayın.
Biraz soluklanmak isterseniz Elizabeth (Erzsebet) Square ve şehrin en önemli ve güzel binalarına ev sahipliği yapan Andrassy Bulvarı, civarındaki parklar keyifli. Alışveriş için adres Vaci caddesi. İkinci tavsiye edebileceğim yer, şehrin en büyük kapalı pazarı; The Central Market Hall. Burası Vaci caddesinin sonunda yer alıyor. Bana Avrupa ve Latin Amerika’da gördüğüm benzerlerine göre biraz daha turistik geldi ama olsun.
Üçüncü ve bence mutlaka deneyimlemeniz gereken önerim termal banyolar. Biz Széchenyi Baths’ı tercih ettik. Öyle lüks bir yer gelmesin aklınıza, bildiğiniz halk işi. Girişte pek çok seçenek ve farklı ücretlerle karşılaşacaksınız. Biz bir kabin aldık ve eşyalarımızı buraya koyduk. Mayo şart tabi. Bu arada giderken terlik ve havlu götürmek de faydalı olacaktır. İçeride çeşitli sıcaklıklarda irili ufaklı pek çok kür havuzu, buhar banyoları ve saunalar var. Açık havuzlar da ılık ve keyifli. Bir yarım gün bu deneyim için ayrılabilir. Ayrıca buraya giderken Andrassy Bulvarı üzerinden Heroes Square’e varıyorsunuz (Kahramanlar Meydanı) ve böylelikle görülmesi gereken iki yeri daha görmüş oluyorsunuz. Bizim toplamda iki günümüz olduğu için daha fazlasını yapamadık ama hissiyatım bir şey kaçırmadığım yönündeydi. Maksimum üç günlük bir şehir Budapeşte. Hafta sonu için ideal.
İlla Osmanlılardan bir iz görmek ve yaşamak istiyorsanız Rudas Bath’a gidebilirsiniz. Burası şehre tepeden bakan özgürlük heykelinin de bulunduğu Gellert Tepesinde yer alıyor.
Yeme-İçme
Ne alınır?
Paprika. Çeşit çeşit kutularda ve acılıkta mevcut. Toz hali, tüpte püresi ya da kavanozlarda sos gibi olanları var. Bunun dışında her yerde bulunan hediyelikler ve porselen objeler alınabilir.
Nerede kalınır?
Mutlaka Peşte tarafında kalın ki şehri yürüyerek gezerken helak olmayın.
Gece Hayatı
Yazının yazıldığı tarih itibariyle THY, Pegasus ve WizzAir’in Istanbul’dan uçuşları mevcut. Yazının başında anlattığım gibi biz Prag’dan arabayla geldik. Hafta sonu için değil de daha uzun bir seyahat planlıyorsanız Budapeşte’yi Viyana veya Prag ile kombine edin. Gidiş biletini bir şehre, Istanbul’a dönüşü diğerinden ayarlayın.
Ne zaman gidilir?
Biz Haziran ayında oradaydık ve hava-kalabalık dengesi gayet iyiydi. Genelde Mayıs-Haziran ve Eylül-Ekim öneriliyor. Kışın soğuk oluyormuş ki ben bunu bir önceki Prag gezimden biliyorum. Orta Avrupa’nın kışı hiç sevimli değil.
Bonus: Sziget Festival
Hey yıl Ağustos ayında gerçekleşen Sziget Festivali’ne denk getirin seyahatinizi... hatta sırf bunun için gidin Budapeşte’ye. Festivalin yapıldığı ada şehrin hemen dışında. Festival biletlerini Türkiye'den temin etmek mümkün. Resmi sitesinde Türkçe de mevcut. https://szigetfestival.com/tr/
Aklınızda bulunsun!
Macaristan
Bunlar size yanıltmasın zira Macaristan’da ve de Budapeşte’de Osmanlılardan kalan pek bir şey yok. Zaten hepi topu 145 yıl Osmanlı egemenliğinde kalmış. Sanki hiç yaşanmamış bir dönem bu. Ülke size daha çok Avusturya veya Çek Cumhuriyeti gibi yabancı gelecek size. Bu bilgiyi cepte tutun. Macarlarla da Türk goygoyu yapmayın.
Avrupa’nın göbeğinde yer alan Macaristan bir Doğu Avrupa ülkesi değil bana sorarsanız. Politik olarak soğuk savaş döneminde öyle adlandırılsa da komşusu ve tarihi bağları bulunan Avusturya gibi bir ülke. Çok da normal değil mi; Avusturya – Macaristan İmparatorluğu Osmanlı’nın belalısı değil miydi? ;)
Prag – Bratislava – Budapeşte
Budapeşte gezisi Prag’da başladı. Rentalcars isimli uygulamadan araç kiraladık, memnun da kaldık. Bu yol, başlı başına bir deneyim. Vakti olanlara tavsiye ederim. Aslında iki rota üzerinden gidilebiliyor. Biri Prag – Viyana – Budapeşte, diğeri ise bizim tercih ettiğimiz ve biraz daha kısa olan (525km) Prag – Bratislava – Budapeşte.
Prag - Brno - Bratislava - Györ - Budapeşte |
Yol üzerinde, her iki rota da, Çek Cumhuriyeti’nin ikinci büyük şehri Brno’yu görme fırsatı oluyor. Öğle yemeği için burada durduk zira neredeyse yarı yola denk geliyor. Prag – Brno 235km. ve yaklaşık 3 saat.
Şarapları ile ünlü Moravia bölgesinin başkenti olan şehir aynı zamanda Çek Cumhuriyeti’nin adli başkenti. Anayasa Mahkemesi, Danıştay vb. Adli makamlar burada. Bizim vaktimiz olmadı ama kaleleri, parkları tiyatroları ile tipik bir orta Avrupa kenti.
Bratislava - Slovakya
Yola sabah erken çıkarsanız Bratislava da öğlen yemeği için bir alternatif olabilir, hatta daha mantıklı olabilir. Şayet Viyana üzerinden gidecekseniz bence oraya daha fazla vakit ayırmanız, hatta bir gece kalmanızı tavsiye ederim.
Slovakya’nın başkenti denilince aklınıza ne geliyor bilemiyorum ama beklentilerinizi epey aşağı çekmeniz gerekiyor. Toplam 415.000 kişinin yaşadığı şehri yürüyerek 3-4 saatte gezmeniz mümkün. Biz arabayla hızlı bir tur attık, bir de kahve içtik o kadar. Bratislava’dan Budapeşte yaklaşık 200km.
BUDAPEŞTE
Tuna nehrinin yakalarında kurulu şehrin batı tarafı Buda, doğu tarafı ise Peşte ve iki yakayı birbirine bağlayan yedi köprü mevcut. Bunların en ünlüsü ve güzeli, şehrin merkezinde yer alan The Chain Bridge. Daha çok Peşte tarafında olacaksınız zira olay daha çok bu yakada dönmekte.
Şehri yürüyerek gezmek mümkün ve bence yapılması gereken de bu. Nehir kenarında bulunan Parlamento binası harika bir yapı ama bence mutlaka görülmesi gereken yer şehri Buda tarafındaki bir tepeden gören Buda Kalesi ve Kraliyet Sarayı (Royal Palace). Aslında ilk iş olarak buraya gidip şehre tepeden bakarak oryantasyonunuzu yapabilir, hafızanıza alabilirsiniz. Sonra vurun kendinizi sokaklara!
Tuna nehrinin her iki tarafından yürümek şart. Bu sırada 2. Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından nehir kenarında sırtlarından vurularak öldürülen ve nehre atılan Yahudiler anısına yapılmış Shoes on the Danube Bank enstalasyonunu atlamayın.
Biraz soluklanmak isterseniz Elizabeth (Erzsebet) Square ve şehrin en önemli ve güzel binalarına ev sahipliği yapan Andrassy Bulvarı, civarındaki parklar keyifli. Alışveriş için adres Vaci caddesi. İkinci tavsiye edebileceğim yer, şehrin en büyük kapalı pazarı; The Central Market Hall. Burası Vaci caddesinin sonunda yer alıyor. Bana Avrupa ve Latin Amerika’da gördüğüm benzerlerine göre biraz daha turistik geldi ama olsun.
Üçüncü ve bence mutlaka deneyimlemeniz gereken önerim termal banyolar. Biz Széchenyi Baths’ı tercih ettik. Öyle lüks bir yer gelmesin aklınıza, bildiğiniz halk işi. Girişte pek çok seçenek ve farklı ücretlerle karşılaşacaksınız. Biz bir kabin aldık ve eşyalarımızı buraya koyduk. Mayo şart tabi. Bu arada giderken terlik ve havlu götürmek de faydalı olacaktır. İçeride çeşitli sıcaklıklarda irili ufaklı pek çok kür havuzu, buhar banyoları ve saunalar var. Açık havuzlar da ılık ve keyifli. Bir yarım gün bu deneyim için ayrılabilir. Ayrıca buraya giderken Andrassy Bulvarı üzerinden Heroes Square’e varıyorsunuz (Kahramanlar Meydanı) ve böylelikle görülmesi gereken iki yeri daha görmüş oluyorsunuz. Bizim toplamda iki günümüz olduğu için daha fazlasını yapamadık ama hissiyatım bir şey kaçırmadığım yönündeydi. Maksimum üç günlük bir şehir Budapeşte. Hafta sonu için ideal.
İlla Osmanlılardan bir iz görmek ve yaşamak istiyorsanız Rudas Bath’a gidebilirsiniz. Burası şehre tepeden bakan özgürlük heykelinin de bulunduğu Gellert Tepesinde yer alıyor.
Yeme-İçme
- Gulaş! Ancak bizde yapılan gulaşın eti bol suyu azdır, orijinali ise çorba kıvamında. Arıza çıkarmayın.
- Bizim sulu yemeklere benzer balık ve tavuk yemekleri var. Ben yemedim ama siz deneyebilirsiniz.
- Kahvaltı için Buda tarafında Déryné Bistro’yu öneririm. Oradan kaleye çıkarsınız.
Ne alınır?
Paprika. Çeşit çeşit kutularda ve acılıkta mevcut. Toz hali, tüpte püresi ya da kavanozlarda sos gibi olanları var. Bunun dışında her yerde bulunan hediyelikler ve porselen objeler alınabilir.
Nerede kalınır?
Mutlaka Peşte tarafında kalın ki şehri yürüyerek gezerken helak olmayın.
Gece Hayatı
- Jewish Quarter ya da diğer adıyla 7nci bölgeye gidin.
- Budapeşte’de ruin bar denilen bir konsept var. Harap haldeki binalara kurulan bu geçici (!) barlar bir şikayet olmadıkça, binalar yıkılmadıkça veya yenilenmediği sürece hayatlarına devam ediyorlar. Olmadı başka bir binaya göçüyorlar. Gittiğinizde araştırın, kafanıza uyana girin. Keyifli.
- Taksicilerin veya turist görünümlü kızların önerdiği, sizi davet ettikleri barlara gitmeyin. Bizdeki gibi fahiş hesap dayıyorlarmış.
- Bunun dışında gece kulübü tarzı yerler mevcut ama biz gitmediğimiz için yorum yapmam yanlış olur. Tripadvisor candır!
Yazının yazıldığı tarih itibariyle THY, Pegasus ve WizzAir’in Istanbul’dan uçuşları mevcut. Yazının başında anlattığım gibi biz Prag’dan arabayla geldik. Hafta sonu için değil de daha uzun bir seyahat planlıyorsanız Budapeşte’yi Viyana veya Prag ile kombine edin. Gidiş biletini bir şehre, Istanbul’a dönüşü diğerinden ayarlayın.
Ne zaman gidilir?
Biz Haziran ayında oradaydık ve hava-kalabalık dengesi gayet iyiydi. Genelde Mayıs-Haziran ve Eylül-Ekim öneriliyor. Kışın soğuk oluyormuş ki ben bunu bir önceki Prag gezimden biliyorum. Orta Avrupa’nın kışı hiç sevimli değil.
Bonus: Sziget Festival
Hey yıl Ağustos ayında gerçekleşen Sziget Festivali’ne denk getirin seyahatinizi... hatta sırf bunun için gidin Budapeşte’ye. Festivalin yapıldığı ada şehrin hemen dışında. Festival biletlerini Türkiye'den temin etmek mümkün. Resmi sitesinde Türkçe de mevcut. https://szigetfestival.com/tr/
Aklınızda bulunsun!
- Ülke AB üyesi olmakla beraber Euro bölgesine dahil değil. Para birimi Forint ve 1TL yaklaşık 70 Forint. Biz gittiğimizde 1TL yaklaşık 100 Forinte denk geliyordu. Türk lirasının değerinin ne kadar hızlı düştüğünün bir başka kanıtı.
- Ülke genel olarak ucuz ama siz yine de sıfırlara dikkat edin. Bazen sizin dalgınlığınızdan bazen de turistleri kazıklama niyetinde olanlar sebebiyle fazla para ödemeyin.
- Şehir gayet güvenli ve medeni bir yer. Kendimi hiç huzursuz hissetmedim ama siz yine de dikkatli olun. Neticede turistsiniz ;)
- Denk gelirseniz Haziran veya Temmuz ayındaki Red Bull Air Race ilginç oluyor ama yarış zamanı The Chain Bridge kapalı oluyor. (Biz denk geldik de)
- Sokak, cadde, mekan isimlerinin İngilizceleri pek işe yaramıyor zira genelde Macarcasını söylemeniz gerekiyor. Hoş kim artık sora sora yol buluyor ki?
- Otoyollarda bulunan benzin istasyonlarında tuvaletler paralı ama yiyecek-içecek alışverişi yaparsanız aldığınız fişle girebiliyorsunuz. Önce alışveriş sonra tuvalet ;)
- Bahsetmeden geçemeyeceğim, eğer benim gibi tilt ya da yabancıların tabiri ile pinball oynamayı seviyorsanız Budapeşte’de bir müzesi var :)
Yorumlar