Hindistan Gezi Notları - Bölüm VI: Kanyakumari / Mamalapuram / Madras
Hindistan - Bölüm VI, ülkenin en güney ucu Kanyakumari'den yukarıya çıkışı anlattığım kısım olacak. Gözünüzün önüne daha net getirebilmeniz ve bir önceki kısmı hatılamak için "Son Gezi Hakkında..." yazımdaki haritaya bir daha göz atmanız yeterli olacaktır. Aynı zamanda bu yazı Hindistan Gezi Yazıları serisinin sonuncusu.
Goa'dan başlayan ve Hindistan'ın batı sahilinden güneye doğru inen seyahatimiz Varkala'dan Kanyakumari'ye doğru devam ediyor. Son dakikada aldığımız tren biletine 242 Rupi ödedik ki oldukça pahalı bir bilet oldu. 14:05'de hareket eden tren Trivandrum üzerinden günbatımından hemen önce Hindistan'ın en güney ucu olan Kanyakumari şehrine vardı.
Kanyakumari
Tren istasyonundan Savarana Lodge rickshaw ile 10dk sürüyor ve 20 Rupi tutuyor. Bu guesthouse tapınaklara ve tüm atraksiyona bitişik bir konumda olduğundan pek çok backpacker tarafından tercih edilen bir yer. Zaten şehirdeki en iyi otel 3 yıldızlı hacı oteli olduğundan nerede kaldığınız çok da önemli değil.
Yüzlercesi gibi burası da Hindistan'ın kutsal şehirlerinden biri. Coğrafi olarak sağınız Hint Okyanusu, solunuz Bengal Körfezi. Bence en önemli özelliği ise yılın belirli dönemlerinde burundan baktığınızda sağ tarafınızda denizin üzerinden güneş batarken sol taraftan ayın doğması.
Hemen yakınında iki tane adacık bulunuyor. Bunlardan bir tanesi Videkonada Memorial ilginç ve görülmesi gereken bir yer. 1892'de burada 3 gün meditasyon yapan ve sonra da Hindu inanışının öncülerinden biri haline gelen Videkonada'ya adanmış bir tapınak bulunuyor. Hemen yan adada ise Hindistan'ın özgürlük anıtı olarak kabul edilen, Tamil Nadu'lu şair Thiruvalluvar'ın 40.5 metrelik anıtı var. Bu adalardan şehre doğru bakmak da güzel, zira oryantasyon için faydalı olmakta. Tekneler (10 Rupi) gel-git durumuna göre işlemekte, dolayısıyla çok oyalanmadan anakaraya dönmek gerekiyor. Sahilde ise Ghandi'nin ölümünden sonra küllerinin saklandığı noktaya inşa edilmiş bir başka tapınak var. Bir de dar sokaklarına dalıp, kilise ve hint tapınakları ile dolu balıkçı köyünü keşfetmenizde yarar var.
Tüm bunlar bir yana, Kanyakumari'de mutlaka yapmanız gereken şey ise gündoğumunu rengarenk giyinmiş binlerce insanla birlikte değişik bir huzur ve mistik hava içerisinde birlikte izlemek. Bunu yapmak için elbette saat kurup erkenden kalkıyor, üzerinize sıkıca birşeyler giyip sahilin doğu kısmına gidip yüksekce bir yer bulup beklemeye başlıyorsunuz. Kemal abi fotoğraf peşinde koşarken bendeniz bir duvarın üzerine çıkıp gerçekten eşine az rastlanır bu güzel dakikaların keyfini çıkardım.
Puducherry / Auroville
Güney Hindistan turunun en uzun tren yolculuklarından birini yaparak (yaklaşık16 saat) önce Villapuram'a, oradan da Puducherry'e vardık. Aktarma noktası olan Villapuram'dan otobüsle de geçmek mümkün ama biz bekleyip tren ile devam ettik.
Puducherry, ya da yeni adı ile Pondicherry, döneminde Fransa'nın Hindistan'daki ticari limanı olduğundan Hindistan'da gördüğüm en Avrupai şehirdi. Sahil boyunca uzanan Promenade'ın başında bizim kaldığımız, kapısı 22:30'da kapanan ve içerisinde içki-sigara yasak olan, yakındaki Ashram'ın guesthouse'u olan Park Guest House, sonunda ise Fransız konsolosluğu bulunuyor.
Belediyenin organize ettiği yarım günlük şehir turunu aldık. Bu tur aynı zamanda Auroville'e de uğruyor. Auroville'i ayrıca bir yazı ile anlatmak lazım aslında. Birleşmiş Milletler destekli, Hint Hükümeti tarafından bir nevi özerklik tanınmış, hayata geçen bir ütopya olarak tanımlarsam çok da yanlış yapmış olmam sanırım. Merak edenler Auroville'in websitesini ziyaret edebilirler.
Puducherry aslında ucuz bir yer değil ama en az bir gece kalınıp şehrin Fransız mahallesinin sokaklarında dolanılıp, güzel yemekler yenilip, sabahına Avrupai bir cafe'de kahvaltı keyif yapılabilir. Hele ki uzun zamandır Hindistan'da ve yollardaysanız bu duraklama çok iyi gelebilir bünyeye.
Mamalapuram
Madras'ın hemen güneyindeki bu sahil kasabası şaşırtıcı şekilde Hindistan'da Delhi haricinde kazıklandığımı, turistlerin ve backpackerların çok da sevilmediğini gördüğüm, sadece maddi çıkar için kaynak görüldüğünü hissettiğim tek yer oldu.
Oysa ki çok da güzel bir yer. Fizik kanunlarına karşı koyarcasına asılı duruan Krishna's Butter Ball'dan tutun UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınmış "5 Rathas" gib pek çok ilginç tarihi yer var.
Goa'dan başlayan ve Hindistan'ın batı sahilinden güneye doğru inen seyahatimiz Varkala'dan Kanyakumari'ye doğru devam ediyor. Son dakikada aldığımız tren biletine 242 Rupi ödedik ki oldukça pahalı bir bilet oldu. 14:05'de hareket eden tren Trivandrum üzerinden günbatımından hemen önce Hindistan'ın en güney ucu olan Kanyakumari şehrine vardı.
Kanyakumari
Tren istasyonundan Savarana Lodge rickshaw ile 10dk sürüyor ve 20 Rupi tutuyor. Bu guesthouse tapınaklara ve tüm atraksiyona bitişik bir konumda olduğundan pek çok backpacker tarafından tercih edilen bir yer. Zaten şehirdeki en iyi otel 3 yıldızlı hacı oteli olduğundan nerede kaldığınız çok da önemli değil.
Yüzlercesi gibi burası da Hindistan'ın kutsal şehirlerinden biri. Coğrafi olarak sağınız Hint Okyanusu, solunuz Bengal Körfezi. Bence en önemli özelliği ise yılın belirli dönemlerinde burundan baktığınızda sağ tarafınızda denizin üzerinden güneş batarken sol taraftan ayın doğması.
Hemen yakınında iki tane adacık bulunuyor. Bunlardan bir tanesi Videkonada Memorial ilginç ve görülmesi gereken bir yer. 1892'de burada 3 gün meditasyon yapan ve sonra da Hindu inanışının öncülerinden biri haline gelen Videkonada'ya adanmış bir tapınak bulunuyor. Hemen yan adada ise Hindistan'ın özgürlük anıtı olarak kabul edilen, Tamil Nadu'lu şair Thiruvalluvar'ın 40.5 metrelik anıtı var. Bu adalardan şehre doğru bakmak da güzel, zira oryantasyon için faydalı olmakta. Tekneler (10 Rupi) gel-git durumuna göre işlemekte, dolayısıyla çok oyalanmadan anakaraya dönmek gerekiyor. Sahilde ise Ghandi'nin ölümünden sonra küllerinin saklandığı noktaya inşa edilmiş bir başka tapınak var. Bir de dar sokaklarına dalıp, kilise ve hint tapınakları ile dolu balıkçı köyünü keşfetmenizde yarar var.
Tüm bunlar bir yana, Kanyakumari'de mutlaka yapmanız gereken şey ise gündoğumunu rengarenk giyinmiş binlerce insanla birlikte değişik bir huzur ve mistik hava içerisinde birlikte izlemek. Bunu yapmak için elbette saat kurup erkenden kalkıyor, üzerinize sıkıca birşeyler giyip sahilin doğu kısmına gidip yüksekce bir yer bulup beklemeye başlıyorsunuz. Kemal abi fotoğraf peşinde koşarken bendeniz bir duvarın üzerine çıkıp gerçekten eşine az rastlanır bu güzel dakikaların keyfini çıkardım.
Puducherry / Auroville
Güney Hindistan turunun en uzun tren yolculuklarından birini yaparak (yaklaşık16 saat) önce Villapuram'a, oradan da Puducherry'e vardık. Aktarma noktası olan Villapuram'dan otobüsle de geçmek mümkün ama biz bekleyip tren ile devam ettik.
Puducherry, ya da yeni adı ile Pondicherry, döneminde Fransa'nın Hindistan'daki ticari limanı olduğundan Hindistan'da gördüğüm en Avrupai şehirdi. Sahil boyunca uzanan Promenade'ın başında bizim kaldığımız, kapısı 22:30'da kapanan ve içerisinde içki-sigara yasak olan, yakındaki Ashram'ın guesthouse'u olan Park Guest House, sonunda ise Fransız konsolosluğu bulunuyor.
Belediyenin organize ettiği yarım günlük şehir turunu aldık. Bu tur aynı zamanda Auroville'e de uğruyor. Auroville'i ayrıca bir yazı ile anlatmak lazım aslında. Birleşmiş Milletler destekli, Hint Hükümeti tarafından bir nevi özerklik tanınmış, hayata geçen bir ütopya olarak tanımlarsam çok da yanlış yapmış olmam sanırım. Merak edenler Auroville'in websitesini ziyaret edebilirler.
Puducherry aslında ucuz bir yer değil ama en az bir gece kalınıp şehrin Fransız mahallesinin sokaklarında dolanılıp, güzel yemekler yenilip, sabahına Avrupai bir cafe'de kahvaltı keyif yapılabilir. Hele ki uzun zamandır Hindistan'da ve yollardaysanız bu duraklama çok iyi gelebilir bünyeye.
Mamalapuram
Madras'ın hemen güneyindeki bu sahil kasabası şaşırtıcı şekilde Hindistan'da Delhi haricinde kazıklandığımı, turistlerin ve backpackerların çok da sevilmediğini gördüğüm, sadece maddi çıkar için kaynak görüldüğünü hissettiğim tek yer oldu.
Krishna's Butter Ball |
Denizi ise Goa ve Gokarna gibi yerleri gördükten sonra beni hiç tatmin etmedi ama siz mayonuz yanınızdaysa kaçırmayın. Lezzetli ve ucuz deniz ürünleri yemek için son fırsatımız burada oldu. Kaldığımız Siva Guest House ise gayet temiz, konforlu ve merkeziydi.
Madras - Sri Lanka
Hindistan'ı geride bırakma günü gelmişti. Yaklaşık bir ay önce başlayan seyahatin Hindistan'daki son durağı Mamalapuram'a 1,5 saat mesafedeki Madras (Chennai) şehriydi. Taksiler 800 Rupi'ye sizi önce Madras'a, oradan da havalimanına götürmekteler. Tipik bir Hint şehri ve Tamil Nadu eyaletinin başkenti olan Madras'da turistik hiç bir şey yok dersem bu şehre çok da haksızlık etmiş olmam. Bu nedenle biz de şehrin içinden transit geçerek havalimanına attık kendimizi.
Bir sonraki durağımız aslında Singapur'du ancak biz hem ucuz olması hem de bir gece konaklama vermesi nedeniyle Sri Lanka havayollarının bağlantılı uçuşu ile gitmeyi tercih etmiştik. Ne yazık ki bizi koydukları otel başkent Colombo'dan 45dk mesafede bir tatil köyü olduğundan şehre inmek mümkün olmadı. Bunun yerine 2-3 saatliğine plajın ve güneşin keyfini çıkardık.
Açıkçası Hindistan'dan sonra çok benzer bir ülke beklerken beni pozitif anlamda oldukça şaşırtan bir havalimanı, yeşil ve temiz bir ülke ile karşılaştım. Sadece Sri Lanka uzun bir tatil için fazla gelebilir ama bir yerlere giderken Colombo'yu görmek, çay bahçelerinin bulunduğu köylere çıkmak, tapınakları ve ulusal parkları için 2-3 gün duraklanabilir.
Biz ise sabah erkenden tekrar yollara düştük ve Singapur'a hareket ettik...
Aklınızda bulunsun!
Madras - Sri Lanka
Hindistan'ı geride bırakma günü gelmişti. Yaklaşık bir ay önce başlayan seyahatin Hindistan'daki son durağı Mamalapuram'a 1,5 saat mesafedeki Madras (Chennai) şehriydi. Taksiler 800 Rupi'ye sizi önce Madras'a, oradan da havalimanına götürmekteler. Tipik bir Hint şehri ve Tamil Nadu eyaletinin başkenti olan Madras'da turistik hiç bir şey yok dersem bu şehre çok da haksızlık etmiş olmam. Bu nedenle biz de şehrin içinden transit geçerek havalimanına attık kendimizi.
Bir sonraki durağımız aslında Singapur'du ancak biz hem ucuz olması hem de bir gece konaklama vermesi nedeniyle Sri Lanka havayollarının bağlantılı uçuşu ile gitmeyi tercih etmiştik. Ne yazık ki bizi koydukları otel başkent Colombo'dan 45dk mesafede bir tatil köyü olduğundan şehre inmek mümkün olmadı. Bunun yerine 2-3 saatliğine plajın ve güneşin keyfini çıkardık.
Açıkçası Hindistan'dan sonra çok benzer bir ülke beklerken beni pozitif anlamda oldukça şaşırtan bir havalimanı, yeşil ve temiz bir ülke ile karşılaştım. Sadece Sri Lanka uzun bir tatil için fazla gelebilir ama bir yerlere giderken Colombo'yu görmek, çay bahçelerinin bulunduğu köylere çıkmak, tapınakları ve ulusal parkları için 2-3 gün duraklanabilir.
Biz ise sabah erkenden tekrar yollara düştük ve Singapur'a hareket ettik...
Aklınızda bulunsun!
- Kanyakumari'de güneşin batışı sırasında doğan ayı görmek istiyorsanız Hindistan'a gittiğiniz tarihlerde bu olayın yaşandığı tarihleri öğrenin ve kalacak yerinizi önceden ayarlayın.
- Güney Hindistan'da tren seferleri kuzeyle karşılaştırıldığında daha seyrek olduğundan yer bulabilmek ve yüksek bilet fiyatlarından kaçınmak için tren biletlerinizi önceden satın alın.
- Biz denk getiremedik ama Madurai şehrini mutlaka programınıza dahil edinç
- Auroville'de yoga ve meditasyon dersleri alabilirsiniz, bir süreliğine orada yaşayabilirsiniz. Lakin Ashramlardan uzak durunuz zira benim kişisel algılamam çok pozitif değildi.
Yorumlar