Arjantin Gezi Notları - Buenos Aires

Bu yazıda güney yarımküreye uzanıyor, Arjantin'in başkenti, tango ve aşkın şehrine gidiyoruz...

Dünyada bazı şehirler vardır ismi bile insana cazip gelir ve bir gün oralara gitme hayalleri kurarız. Mesela İstanbul, pek çok yabancı için bu kategoride bir şehirdir; onlara büyülü ve enteresan gelir. İşte Buenos Aires de benim için bu kategoride bir şehir olarak mutlaka gidilmesi gerekenler listesindeydi ve 2000 senesinde bu hayalimi hemen hemen her tatile birlikte çıktığım arkadaş grubumla gerçekleştirdim!

Macera daha Arjantin'e giderken başladı... 

Arjantin’e Türkiye'den direkt uçuş olmadığı için Avrupa'dan aktarmalı gitmekten başka çare yok. Biz, Alitalia ile İtalya’dan aktarmayla gitmeyi tercih etmiştik ama herşey planlandığı gibi gitmedi! İki gün İtalya'da takıldıktan, Roma – Milano arası uçtuktan sonraki tam 3. günün gecesinde, 14 saat süren Milano - Buenos Aires uçuşu ile Arjantin'e ulaştık. Sigara içen biri için kâbus gibi gelen bir uçuş, heveslenenler bir kez daha düşünsün derim! 

Merhaba Arjantin! Türk'üm, guruluyum... 

Ülkeye vardığınızda biz Türklerin pek alışık olmadığı bir olayla karşılaşıyorsunuz. Pasaport polisinin önüne gelip bildiğimiz mavi pasaportu çat diye bankoya koyuyorsunuz, küt diye giriş damgasını alıp, üstüne gülümseyen bir ifadeyle hoş geldiniz lafını duyup yürümeye devam ediyorsunuz. Şaka değil bu! Türklere vize uygulamayan ender ülkelerden biri olan Arjantin'e aslanlar gibi giriyorsunuz... 
 
Arjantinliler, İtalyan etkisi nedeniyle kendilerini Latin Amerkalı değil Avrupalı kabul ediyor ve Buenos Aires'i Güney Amerika'nın Paris'i diye tanımlıyorlar. Ben öyle düşünmüyorum o ayrı mesele. Ama düşüncelerimi bir Arjantinli ile tartışmayı aklımın ucundan geçirmedim zira çok alınıyorlar. Bu açıdan bize çok benziyorlar! 
 
Son yıllarda bir şey değişti mi bilemiyorum ama ilk şoku havalimanında yaşıyorsunuz! Bizim Sirkeci Garı daha temiz ve düzenli... Dışarı adımınızı attığınız an etrafınızı sizi şehre götürmek için birbirini ezen şoförler sarıyor. Önceki seyahatlerden tecrübeli olarak sıkı bir pazarlık sonucu içlerinden bir tanesi ile anlaşıyoruz. Anlaştığımızı aracı gördüğümüzde ise ikinci şoku yaşıyoruz. Bizim Fiat Palio ayarında 4 tekerlekli nesneye 5 kişi bagajlarıyla birlikte doluşuyoruz! Yol boyunca gördüğümüz manzara bize hiç yabancı gelmiyor. Sağımız solumuz özensiz binalar ve ufak fabrikalarla dolu... Yol yaklaşık 40 dk. sürüyor. Şehre geldiğinizde tamamen farklı bir dünya karşılıyor sizi. 

Otelimiz dünyanın en geniş bulvarı olan “Avenida 9 de Julio” yani 9 Temmuz Bulvarı'nda. Bizim Barboros Bulvarı yanında sokak kalıyor. 9 gidiş – 9 geliş olmak üzere toplam 18 şeritten oluşan bu bulvarda trafik ve gürültü hiç bitmiyor. Üstelik bulvarın bu bölgesinde bulunan otelimizin etrafında insanı zorlayıcı yemek kokuları duyulmakta! Böylelikle biz de otelimizin neden bu kadar ucuz olduğunu anlıyoruz. Bulvarın bir diğer özelliği de Buenos Aires'in dış mahallelerinden başlayıp en şık semti olan Recoleta'ya kadar gidiyor olması. 
 
Saat farkından dolayı şehre sabah vardığımızdan, eşyaları otele bırakıp kendimizi sokaklara attık. Bir şehri gezmenin ve tanımanın en iyi yolu yürümek veya bisiklet kiralamaktır. Bu sefer yürümeyi tercih ettik ve Avenida 9 de Julio üzerinden Recoleta'ya gittik. Bu bölgeye İstanbul'un Nişantaşı'sı desem yeterli olacaktır. Şık mağazalar, güzel restoranlar, cafeler, sanat galerileri vs hepsi burada. Hatta ortamdan etkilenip Fransız – İngiliz edebiyatı konulu ateşli bir tartışmaya bile girişildi. Keyifli vakit geçiriliyor ama kafamızdaki Arjantin ve Buenos Aires o olmadığı için o geceyi uzatmıyoruz. 
  
Şehri keşfediyoruz... 


Ertesi gün biraz daha planlı hareket edip şehri keşfetmeye çalıştık. Şehrin merkezi kabul edilen Plaza de Mayo'yu, Teatro Colon'u, Retiro’yu ve limanı gördükten sonra kendimizi “Don't cry for me Argentina” şarkısını mırıldanarak Eva Peron'un anısıyla dolu “Casa Rosada”yı hayranlıkla izlerken bulduk. Arjantin, politik açıdan da ülkemize benziyor. İktidar savaşları, askeri darbeler, acılı anneler vb. Evita müzikalini veya filmini izleyenler için “Casa Rosada”yı ve o meydanı gözleriyle görmenin ne anlama geldiğini ne yazık ki anlatamıyorum, yaşamak gerek. 

Rotamızı şehrin ilk kurulduğu yere ve belki de halen en renkli semti olan La Boca'ya çeviriyoruz. Bu yolculuğu belediye otobüsleri ile gerçekleştirdik, enteresan bir deneyim, giderseniz deneyin. Avrupalı göçmenlerin ilk olarak yerleştiği rengârenk binaların, sanatçıların ve küçük hediyelik eşya dükkânlarının bulunduğu bu semt mutlaka görülmesi gereken bir bölge. Bizim Ortaköy'ün benzeri diyebiliriz. 
 
Burada başımıza gelen komik bir olayı anlatmadan geçmek olmaz: 
 5 kişiyiz ve toplu bir fotoğrafımız olsun diyerek gözümüze kestirdiğimiz bir turisti çevirip makinayı eline tutuşturduk ve poz verdik. Normal şartlarda 5 saniyede çekilebilecek bir kare fotoğraf bir türlü çekilemedi ve içimizden biri “bu kız bu işi beceremiyecek, biraz salak sanki” dedi ve ardından duyduğum ses suratımıza bir tokat gibi patladı! “Kıpırdamayın...çekiyorum” Evet, dünyanın öbür ucunda bir Türk gruba rastlamıştık ve fotoğrafımızı çekmesi için de bir Türk'ü bulmuştuk! Rezil olduğumuz için süratle bölgeyi terk ettik. 
  
Arjantin'in dünyaya armağanı: Tango 

Buraya kadar gelmişken tango izlemeden dönmek olmazdı ve biz de akşam için bir tango klubüne yer ayırttık. (Señor Tango) Tatilde ne kadar şık olunabilirse o şıklıkta giyinip gittik. Yıllar sonra tanışılan Arjantinli kişilerin yorumlarına bakılırsa fazlaca turistik ve anlamsız pahalı olmasına rağmen yaklaşık 3 saat süren şov gerçekten büyüleyiciydi. Hele benim gibi dans konusunda özürlü biri için akıl dışıydı. 

Montevideo mu çiftlik mi?

Tatilin son günü için iki farklı program seçeneğimiz vardı. Ya Buenos Aires dışında bir Gaucho (Arjantin kovboyu) çiftliğe gidip taşrayı keşfedecektik ya da 30 dk. uçup komşu ülke Uruguay'ın başkenti Montevideo'yu görecektik. Grubun kızlarının mızmızlanması nedeniyle ülke değiştirme fikri elendi ve biz çiftliğe doğru yola çıktık. Çiftliğin tek enteresan yanı ata binmek oldu... Gitmeyi planlayanlara önerim: Aynı hataya düşmeyin! Bu talihsiz gezi sonrası döndüğümüz şehirde bu sefer hangi akla hizmet hatırlamıyorum kendimizi şehir mezarlığında Eva Peron'un mezarını ararken bulduk. (Sebebi tabi ki kızlar!) İşin ilginç tarafı, Arjantin halkı o dönemi hatırlamak pek istemediğinden, Eva Peron'un mezarı da sanki saklanmış gibiydi. Bizim grup ruhuna fatiha okudu mu bilmiyorum ama ben kendimi dışarı atıp sigara içtim. 
  
Arjantin'de ne yapmadık? 

Son gece planımız dünyaca ünlü Arjantin etlerini tatmaktı... Büyük bir kararlılıkla restoranların önüne kadar gittik ama içeri giremedik. Vitrinde çarmıha gerilmiş halde pişen kanlı sığırı gören grubun kızları kendilerinden beklenen tepkiyi verdi ve o güzelim sığırı yemeyi reddetti. Mutlaka yapılması gerekenlerden birini yapmadık! O zamanlar kırmızı et yiyen biri olarak içimde kalmıştı. Allahtan çiftlikte et yedik de yemeden dönmüş olmadık. Siz mutlaka bu işin ehli bir lokantada tadın... Bir de şehrin en yeşil yeri, Palermo Parkı’na gitmedik. Zengin Arjantinlilerin at yarışı da izlediği bu park için güzel şeyler söylenmişti ama fırsat olmadı. 
  
Hani futbol nerede? 

Size şaşırtıcı gelecek ama birkaç dükkân haricinde, çocukluğumuzdan bugüne bizleri büyüleyen Arjantin futbolu, Maradona, River Plate ve Boca Juniors gibi efsanelere ait hiçbirşey görmedik ve duymadık! Sokaktaki insanlar sanki futbolu kafalarında çok arkalara atmış gibilerdi…
  
Dönüyoruz... 

Dönüş için havalimanına giderken yol gözümde büyüyordu. İtalya'da takıldığımız için topu topu 3 gün geçirdiğimiz şehri terk ederken sigarasız geçecek 14 saatlik bir uçuş beni bekliyordu! Ertesi sabah Roma'ya vardığımızda asabiyetimi ve sigarasızlığın getirdiği tanımsız ruh halimi bir anda toparlayan bir haber aldım. Galatasaray UEFA kupasında yarı finaldeydi... Tabi maceralı başlayan seyahat böyle kolay bitemezdi! Roma – Istanbul uçakları dolu olduğu için Frankfurt üzerinden aktarmalı olarak gecenin köründe Istanbul'a varabildik. 
  
Ne zaman gidilir? Nasıl gidilir? 

Arjantin güney yarımkürede olduğu için mevsimler ters. Yani biz kış mevsimini yaşarken orası yanıyor. Eylül-Ekim veya Şubat-Mart ideal aylar, sıcaklık gündüz 20-25 derece. Türkiye'den direkt uçuşun olmadığı Arjantin'e Avrupa aktarmalı uçmanız gerekiyor. Ancak uçak biletleri oldukça pahalı :( 
  
Ne yenir? Ne içilir? 

Siz siz olun mutlaka Arjantin'in dünyaca ünlü sığır etlerini tadın. Sucuk, sosis gibi yiyeceklerden kaçının çünkü karışık olabiliyor (domuz değil, at!). Bizim böreğe benzeyen Empanadas'ı yiyebilirsiniz. Akşamüstü molası için mutlaka Cafe Tortoni'ye uğrayın ve bir kahve keyfi yapın. Zaten genelde kahveleri çok güzel! (bir çeşit espresso olan Cortado şiddetle tavsiye edilir) Liman civarında balıkçıları, Recoleta'da bildiğimiz ve tanıdığımız yemekleri bulabilirsiniz. Son olarak şaraplarından bahsetmek isterim. Eğer şarap içiyor ve meraklıysanız gerçekten tatmanız gereken çok güzel şarapları var!  

Gece Hayatı 

Bizim az zamanımız olduğu için gece hayatını keşfetme şansımız olmadı o yüzden her hangi bir mekânı tavsiye edemiyorum. Her büyük şehirde olduğu gibi çeşitli bar ve gece kulupleri var. Lavalle bölgesi değişik alternatifler sunmakta. Bilmediğiniz bir şehirde eğlenmenin en güzel yolu en kalabalık mekanı seçmekten geçer... Düşünmeden girin ve keyfinize bakın. Zaten göz önünde olmayan ve “in” mekânlara bir turist olarak giriş şansınız çok az. Bunun da taktikleri var ama onlar başka bir yazıya kalsın! Fakat tango severler için ilginç mekânlar (tango kulüpleri) olduğunu özellikle belirtelim... 
  
Ne alınır? 

Turistik hediyelikler haricinde pek ilgi çeken birşey yok. Oradan buraya sığır eti taşıyacak kadar çılgın değilseniz, yarım elma – gönül alma mantığıyla ufak tefek malları toplayıp getirin. Daha modern anlamda birşeyler bakıyorsanız eskiden Buenos Aires'den başlayıp, And Dağları'nı aşıp Şili'ye uzanan demiryolunun başlangıç istasyonu şimdilerde alışveriş merkezi olmuş durumda; Galerias Pacifico! 

Yol gidenindir!

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Bence cok hos olmus , basarilar dostum
Adsız dedi ki…
Buenos Airesin havalanimi? Aman sayin vatandasim, siz bir paraguayin hava alanini görün. Vallahi alanya gari daha modern:-)
Size bir link veriyorum, iste buradan giden etlerede arjantin eti denir ve arjantin eti olarak dünya piyasasina satilir.. Insallah bir daha yolunuz buralara düserse paraguaya ugramadan gitmeyin..

http://www.paulistagrill.com/

candan selamlar

tedora
Borga Dinçler dedi ki…
Merhaba Tedora,

Yazdıkların için teşekkürler. Oradan giden etlere de Arjantin Eti denildiğini bilmiyordum, öğrenmiş oldum.

Bir daha geldiğimde Paraguay'a mutlaka uğramayı planlıyorum

Sevgiler,
Adsız dedi ki…
öncelikle selamlar. aslında size arjantin hakkında birşeyler danışacaktım. bunun için mail atmak istedim ama mailinizi göremedim. bu mesajı okudugunuzda ve vaktiniz oldugunda bana bir mesaj atarsanız sevinirim.

oziwatchthestars@hotmail.com
Adsız dedi ki…
Merhaba. Öncelikle Yazınızı çok begendim. Ama Arjantine gitmek isteyenler için daha geniş bir yazı yazmanızı rica ediyorum. Çünkü bize oldukça uzak ve farklı bir ülke. Arjantin ile Türkiye arasında yaşanan ermeni sorunu nedeniyle hala arjantin vizesiz gidiliyormu merak ediyorum. Çünkü orada büyük elçiligimiz yok sanıyorum şu anda. Ve ayrıca bu ab ülkelerinden transit geçiş için ne yapmamız gerekiyor.


OzanDesign@hotmail.com
nur dedi ki…
Bu aralar kafayı oraya taktim!
woles
Kaanil dedi ki…
Ben Buenos Aires te yasayan bir Turkum... Yazini begendim daha cok zaman ayirsaydim demissin ama cokda bisey kacirmamissin :) gorulebilcek yerleri gormussun hemen hemen :) Bir arkadas sormus vizesiz hala girilebiliyormu diye. evet giriliyor ayrica burada Turk elciligi de var. Merak ettiginiz bisey olursa msn adresimi ekleyin isterseniz... kaanbayraktar_1@hotmail.com ayrica burada turistler icin esyali ev kiralama sirketim var bu konudada yardimci olabilirim. Burada oteller genelde pahali ev kiralamak daha ucuza geliyor...
Borga Dinçler dedi ki…
Yukarıdaki yorumu siteye aldım ama belirtmek istediğim bir konu var; Kaan Bey'i tanımam. Gidecek Türklere yardım ederim diyor ben de diyorum ki; her koyun kendi bacağından asılır ;)
corrientesss dedi ki…
Rakamsal ve para birimi olarak nekadar bir pahalılık bu acaba bilgilendirme imkanın varmı acaba :)
Borga Dinçler dedi ki…
Uzun zaman oldu, ekonomik durum değişti... şu anda Arjantin yine hesaplı bir destinasyon olarak kabul edilebilir ancak net rakam konuşmak zor...
Unknown dedi ki…
Benim gibi çok fazla gezi hayal eden ancak bunların çok azını gerçekleştirebilen biri için hayli imrendirici olmuş. Bu kadar gezmek için zamanı ve imkanı olan insanları kıskanıyorum doğrusu:)
Adsız dedi ki…
bir arkadaş ekonomik durumu sormuş..dün buenos aires'te idim.ve şunu söyleyebilirim ki türkiye ile başa baş bir hayat pahalılığı var..istanbul ne ise buenos aires odur.1 us doları 4 peso ediyor..
Adsız dedi ki…
avrupa transit ucusunda schengen gerekıyor mu
Borga Dinçler dedi ki…
havayolları ile görüşmek gerek zira transit vize uygulaması ülkeden ülkeye değişmekte... thy ile sao paolo uçup aktarmayı brezilya üzerinden sorunsuz yapabilirsiniz
disastrous dedi ki…
Merhaba Bora,

Cok hos anlatmissin deneyimlerini.
Sana bir sorum olacakti ben ucusumu Aitalia ile Roma aktarmali yapmayi dusunuyorum Bs As ye, acaba Romada transit vize icin sorun cikariyorlarmi? Madrid aktarmamda oyle bir istekleri olmadi dedigin gibi brezilya da ayni sekilde sorunsuz geciyor ama suan Aitalyada fiyat digerlerine gore iyi Transit Vize zorlugu cikmassa alacagim! :)
Tesekkur ederim.

-Volkan
Borga Dinçler dedi ki…
Alitalia'nin Istanbul ofisini arayip sormak en kolay cozum olur zira her ulkenin transit vize politikasi farkli ;)
Unknown dedi ki…
Merhaba,
Yorumum biraz geç cevap olacak ama Güney Amerika uçuşlarında Fransa ve Almanya Frankfurt hava alanı dışında Transit vize isteniyor. Transit vize almak da normal vize almaktan farklı değil.
Ben Mayıs ayında Brezilya ya gideceğim. İşi riske atmamak için pahalı olsa da biletimi gidiş dönüş 3.000 TL ye THY eden aldım. Direk uçuş.
Buradan Arjantin ve Uruguay a geçeceğim. Kafama takılan bir soru var;
Brezilya'dan Arjantin ve Uruguay a geçip oradan Brezilya'dan ya döndüğümde kaç günlük vize veriyorlar. Amacım Temmuz ayına kadar kalıp Dünya Kupasını da görüp dönmek.
Yardımcı olursanız sevinirim.
Unknown dedi ki…
Merhaba,
Güney Amerika aktarmalı uçuşlarda Fransa ve Almanya Frankfurt Hava Alanı dışında tüm havaalanları Transit vize istiyor.
Ben de 30 Nisan da arkadaşlarımla Brezilya ya gideceğim. Riske girmemek için biletimi 3.000 TL ye gidiş dönüş THY den aldım.
Borga bey, size bir sorum olacak;
Biz Brezilya'ya inip buradan Arjantin e ve Uruguay a geçeceğiz. Sonra tekrar Brezilya ya dönüp orada kalacağız. Dönüşte Brezilya bize kaç gün vize veriyor? Girişte olduğu gibi yine 90 gün mü? Amacımız sorun yapamazsak İki Dünya Kupası bitene kadar (yaklaşık iki ay) Brezilya da kalmak.
Saygılar.
Borga Dinçler dedi ki…
Elbette 2013 yilinda THY'nin Sao Paulo aktarmali Buenos Aires ucuslari artik en mantikli ulasim yolu. Ustelik bu senenin sonlarina dogru ucuslar direkt yapilmaya baslanacak.

Brezilya Turk vatandaslarina 90 gunluk kalma hakki taniyor. Dolayisyla sorun olmayacaktir.

Bu arada gecen Kasim ayinda zitaret ettigim Breziyla'nin gezi yazisi pek yakinda yayinda olacak.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yunanistan Gezi Notları - Günübirlik Kos

İtalya Gezi Notları – Roma ve Milano

Fransa Gezi Notları - Cote d’Azur