Kayıtlar

SEM & Flash Sites

Öncelikle SEM yani "Search Engine Marketing" olayını incelemek gerekiyor elbette... nedir bu SEM ? Neden ihtiyaç duyulur? Her firmanın ihtiyacı var mıdır? Ne kadar bir kaynak ayırarak ne elde edersiniz?  SEM, kısaca özetlemek gerekirse günümüz internet kullanım alışkanlıkları göz önüne alındığında kullanıcıların / tüketicilerin bir ürün ya da hizmet almak için internet arama motorlarında yaptıkları aramalarda ilk sayfada listelenmek üzere yapılan pazarlama çalışmalarıdır. Bunun nedeni de büyük bir yüzde ile kullanıcılar arama motorunun sonuçlarında 3ncü sayfaya pek geçmedikleri ve genellikle ilk sayfada bulunan linklere tıkladıklarıdır. Bu durumda ürün ya da hizmetinizi ilk sayfada listeletmek oldukça avantajlıdır. Tabi burada pek çok parametre devreye girmekte. Domain adınızdan websitenizin içeriğine, sitenize link veren site saysından sizin verdiğiniz linklere, ziyaretçi sayınızdan sitenizin güncellenme sıklığına kadar tonla nokta var.  Şunu açıkça ve altını çizerek söylem

Portekiz Gezi Notları - Lizbon / Porto / Madeira

Resim
Uzun zamandır seyahat yazısı yazamanın verdiği garip ruh halini üzerimden atmak için yine uzun zamandır yazmayı planladığım Portekiz seyahatini, daha doğrusu seyahatlerini seçtim. Yazı, Portekiz'e gerçekleştirdiğim ikisi iş (2001-2002) ve biri tatil (1998) olmak üzere üç seyahatimin bir harmanı olacak. Portekiz aslında birçok yönden Türkiye'ye benzeyen bir ülke. Çok net olarak şunu söyleyebilirim; şayet bu ülke Avrupa Birliği'ne girdiyse Türkiye çoktan girmeliydi. İnsanı tıpkı bizim gibi... geneli esmer ve kavruk, şehirler çok güzel lakin sokak köpekleri ve köşebaşlarına bırakılmış çöpler de var, ülke doğu ile batı arasında kalmış... kısacası bir Türk olarak hiç yabancılık çekmezsiniz. Tarihine göz attığımızda da bizimle benzerliklerini görüyoruz. Sömürge döneminde İngiltere, İspanya kadar olmasa da Portekizliler de dünyaya yayılmışlar, Brezilya, Goa (Doğudaki Başkent), Macau, Mozambik, Gine, Madagaskar, Capo Verde, Zanzibar, Kongo gibi birçok irili ufaklı ülkeyi İmpa

Cannes Cyber Lions

Her yıl düzenlenen ve reklamcılığın Oscarları olarak kabul edilen Cannes Lions bu yıl 55nci kez düzenlendi. Reklamcılığın hemen hemen her dalında çeşitli ödüller sahiplerini buldu. İnteraktif Ajanslar olarak bizim ilgilendiğimiz kısmı elbette Cyber Lions. Her sene ödül alan ve short list'e kalan işler incelenir, dünyada neler oluyor, neler yapılıyor bakılır. Şahsi düşüncem Türkiye'de faaliyet gösteren İnteraktif Ajanslar içinden burada yarışabilecek 3-5 tane vardır ve ne yazık ki henüz ödül alabilecek bir noktaya gelemedik. Bunun çeşitli sebepleri var elbette... Reklamverenlerin daha yeni yeni online mecrayı ciddiye almaya başlamaları ve buna bağlı olarak bütçesel anlamda halen istenilen noktalara gelinememesi, interaktif projeler için yeterli zamanın verilmemesi ve bunlara bağlı olarak İnteraktif Ajansların hayallerini, yaratıcılıklarını istedikleri gibi ortaya koyamamaları sayılabilir. Ancak birileri çıkıp bunu tüm zorluklara rağmen başarmalı ve başaracaktır da! Ben buna i

IP - İnteraktif Pazarlama Dergisi

Nihayet artık bizim de, interaktif ajansların da sektörel bir yayını oldu! :) Marketing Türkiye 'nin sektörel yayın yaratma konusunda başlattığı yanılmıyorsam 3ncü girişim bu. IP'ye başarılar diliyorum. Eminim zamanla daha da gelişecek, objektif, bilgilendirici ve sektör tarafından sahiplenecek bir dergi olacak. Son sayısında dikkatimi çeken sayfalar Interactive Advertising Bureau (IAB) Türkiye başkanı Levent Erden ile yapılan söyleşinin yer aldıkları oldu. Aslında uzun zamandır birbirlerini tanıyan İnteraktif Ajanslar olarak tıpkı Reklamcılar Derneği gibi bir yapımız olması, sektörde belirli standartları oturtmamız gerektiği konusunda konuşup tartışırdık. Umarım RD ile dirsek temasında olan IAB Türkiye , söyleşinin başlığında yazıldığı gibi sektörün buz kıranı olur. IP'nin bir başka haberinde denildiği gibi " Gelecek İnternettir "... peki siz ne kadar hazırsınız? Marka yöneticisi olarak halen bütçenizin % kaçını internete ayırıyor, bu mecraya yatırım yapıyorsu

İnteraktif Ajanslar ve Reklam Ajansları

Başta Reklam Ajanslar, bizim tabirimizle offline ya da klasik ajanslar iki konuda düşüncelerini radikal biçimde değiştirmeye başladılar, başlıyorlar... Birincisi internetin, yani online mecranın günümüzdeki önemi ve değeri. İkincisi ise online mecranın ajans içinde kurulacak ufak bir departman veya bir kardeş şirket açarak yürütülemiyeceği gerçeği.   Online Mecranın / İnternetin Önemi Çok düz bir bakış açısından yaklaşalım. Bundan 3-4 yıl önce Türkiye'de internete erişimi olan kişi sayısı yaklaşık 10 milyon, bu kişilerin de sadece 1-2 milyonu ADSL kullanıcısıydı. Standart bağlantı hızı 256K maksimum bağlantı hızı ise 1GB. Peki bugün ne noktadayız? İnternete ulaşım imkanı olan kişi sayısı 20 milyonu aştı ve daha da önemlisi bunların çoğu ADSL kullanıcısı ve bağlantı hızı minimum 1GB. Yani teknolojik anlamda büyük gelişme var. Bir diğer etken ise hedef kitlenin her geçen gün gençleşmesi ve kitlenin internet ile büyüyen bir nesil olmaya başlaması. Yani bir başka deyişle; günlük gazet

Reklamveren, TV’den uzaklaşıyor!

Reklamveren, TV’den uzaklaşıyor da nereye gidiyor diye soranlara güzel bir yanıt Marketing Türkiye'de okuduğum bir haberden geliyor; National Association of Advertisers ve Forrester Research tarafından yapılan araştırmaya göre pazarlamacılar, son iki yılda televizyon reklamlarının etkisinin iyice azaldığını düşünüyor. Ankete göre, penetrasyonu yüzde 25’e yaklaşan DVR teknolojisi sayesinde reklamverenler, TV reklamı harcamalarını azaltmaya başlıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 28’i, çalıştıkları medya ajanslarının, TV mecrasındaki değişimler karşısında gerekeni yapamadığı görüşünde. Araştırma ayrıca, reklamcıların yarısının, DVR ve VOD programlarıyla çalışacak yeni reklam yöntemleri üzerinde denemeler yaptığını ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 87’si ise bu yıl online mecra ya daha fazla harcama yapacağını ifade ediyor. Her ne kadar online mecra reklam bütçelerinden henüz yeteri kadar pay alamasa da dünyada ve ülkemizde bu yönde ciddi gelişmeler var. Elbette bu gelişme al

cruises.co.uk

İnternetin şirketlerin satış ve pazarlama faaliyetleri açısından ne kadar önemli olduğunu ve yurtdışında bu konuya ne kadar önem verildiğine dair güzel bir örnek; İngiltere’deki bir seyahat şirketi, internetteki bir web adresin tek harfine 1 milyon dolar ödedi. İngiliz şirketi bir Alman seyahat şirketinden “ cruises.co.uk ” alan adresini tam 560 bin sterline (1,1 milyon dolar) satın aldı. Aslında İngiliz şirketinin “cruise.co.uk” adlı başka bir adresi vardı. Dolayısıyla kendi adresinin sonuna sadece “s” harfi ekleyebilmek için tam 1,1 milyon dolar ödemiş oldu. İngiliz şirketin sözcüsü Seamus Conlon, internetteki en büyük arama motoru Google.com’da yapılan aramalarda cruises.com’un hep birinci, cruise.com’un ise ikinci geldiğini belirtti.Conlon, “birinci sıraya yerleşmek ve büyüyen okyanus gemi gezileri işinden aslan payını kapmak için yeni adresi almak gerekli bir adımdı” dedi. Ülkemizde henüz bu tip domain (alan adı) satışları gündemde değil ancak değerleri itibariyle dikkat çeken adr

Doğu ile Batı

Batı'da her şeye sahibiz; zenginlik, eğitim, demokrasi, özgürlük... Evimiz, arabamız, bir insanın isteyebileceği her şey var (ya da mümkün) ama hep bir eksiklik duygusu var. İnsan "başka bir şey olmalı" diyor. Amerika, Kanada, İngiltere, İsveç (kısaca batı) hep böyle... Çin, Japonya, Hindistan hatta Türkiye'de neler olduğuna bakıyorlar. İnsanlar Doğu'ya gittiğinde paranın, sahip olmanın dışında bambaşka şeylerle karşılaşıyorlar. Yeni bir amaç, farklı bir vizyon... Bütün bu çabanın geçici olduğunu anlıyor ve bir gün öleceğimiz gerçeğiyle tanışıyorlar. Bu da onları arayışa sürüklüyor. "Mutluluk nerede?" diye soruyorlar. O zaman daha derine iniyorlar; zihinden öteye, ruhlarını aramaya başlıyorlar" diyor bir doğu aşığı.    Aslında Doğu'yu görmeden, yaşamadan, Batı'nın çirkinlikleri, abuklukları, dayatmaları, beyninizi ve ruhunuzu esir alan olgularını fark edemiyor, çözemiyorsunuz. Herkese Doğu'yu keşfetmeyi öneriyorum. Bir zaman sonra Bat