Kayıtlar

İngiltere Gezi Notları - 4 günlük Londra

Resim
Londra, her ziyaretinizde size farklı tatlar, değişik deneyimler sunabilen ve işte sırf bu yüzden de her gidişinizde size keyif veren bir şehirdir. Londra’ya ilk kez gidiyorsanız öncelikle yine Yol Gidenindir bloğunda 2008 yılında yazdığım ilk Londra yazısını okumanızı tavsiye ederim. Bu yazıda kısa bir tarihi bilgi, oryantasyon, gezilecek yerler, yeme-içme önerileri ve dikkat edilmesi gerekenler / notlar bulunuyor. Bir nevi Londra 101 yazısı… O yazının satır aralarına 2008’den 2014’e olan değişiklikleri de ekledim. Sanat, spor ve keyif ağırlıklı bir Londra gezisi Mart 2014 gerçekleştirdiğim son ziyaretimin esas sebebi iki arkadaşımla gittiğim Galatasaray’ın Chelsea ile oynadığı Şampiyonlar Ligi maçıydı. Fakat Londra’ya sadece maç için gitmek ne benim ne de Londra’nın içine sinmeyecek bir durumdu :) Genişletilmiş, 4 günlük bir program ile yola çıktık. 15/03 Serpentine Londra’ya öğleden sonra vardık. Metro ile şehre ulaştıktan (45dk) ve otele yerleştikten sonra Pret A Man

Toplam Seyahat Deneyimi ve tercihler... hangi havayolu ile uçmalı?

Resim
Havacılığa 1995 yılında adımımı attığımdan bugüne çevremdeki insanların, özellikle de yeni tanıştıklarımın çoğundan duymuşumdur bu soruları; en iyi havayolu hangisi? hangisi ile uçmalı? Babamın 70’li yıllardan kalan prensibi; gideceğin yere o ülkenin havayolu ile uçmak yönündeydi. Benim ise yıllarca cevabım; bunun çok göreceli olduğu, kişinin önceliklerine, beklentilerine, yaşadığı yere, uçtuğu noktalara ve seyahat ettiği sınıfa göre değiştiği şeklindeydi. Bu oldukça gri cevap halen geçerli olmakla birlikte artık eksik. Zira havacılık hızla değişmekte, artık sadece uçtuğunuz havayolu değil, bir yolcu olarak bir yerden diğerine giderken yaşadığınız toplam seyahat deneyimi belirleyici olmakta. Havalimanları işte tam bu noktada tamamlayıcı etken olarak denkleme dahil olmakta, tercihleri etkilemekte. Öyle ya, uçtuğunuz havayolu ne kadar iyi olursa indiğiniz ya da aktarma yaptığınız havalimanı size vakit kaybettiriyor ve/veya keyfinizi kaçırıyorsa neden oradan uçasınız ki? Ya da tam tersi,

Brands Aren’t Dead, But Traditional Branding Tools Are Dying

Resim
Very interesting article to read by Jens Martin Skibsted and Rasmus Bech Hanse on HBR Blog Network. I share some parts of it to give you an idea... Back in the days when the internet was young, many believed that as it grew brands would become a thing of the past. ... This has clearly turned out to be wrong. In fact, the web has become dominated by, yes, a few big brands. Still, the notion that a bigger worldwide web means smaller brands is surprisingly resilient. Most recently Stanford professor Itamar Simonsen and author Emanual Rosen have argued in their new book Absolute Value: What Really Influences Customers in the Age of (Nearly) Perfect Information and in their recent blog post here that marketers need to reevaluate the idea that brands are critically important in consumer’s purchasing decisions. They claim: “brands are less needed when consumers can assess product quality using better sources of information such as reviews from other users, expert opinion, or information from

Brezilya Gezi Notları (Bölüm I) - Brezilya 101

Resim
Bu yazı serisinde, geçtiğimiz Kasım ayında gittiğim Güney Amerika’nın en büyük ülkesi olan Brezilya’yı kendimce sizlerle paylaşmak istiyorum. Fakat baştan belirtmek isterim ki bu gezi turistik olmaktan öte Goa’da yaşadığım dönemden tanıdığım iki dostum -Rico ve Ari- sayesinde tamamen yerel ve farklı bir seyahat oldu, buna göre okumak lazım ;) Brezilya seyahatini ve gezi notlarını tek yazıya sığdırmak zor olacağından bölmek gerekti. Şöyle; Bölüm I – Brezilya 101 (Genel bakış, güvenlik, ne zaman gidilir, nasıl gidilir, ne yenir, ne içilir, ne alınır vs.) Bölüm II – Sao Paulo Bölüm III – Sao Paulo’dan Rio de Janeiro’ya / Paraty Bölüm IV – Rio de Janeiro Bölüm V – Trancoso / Bahia Gelelim Brezilya gezi notlarına... Genel bakış LP Brezilya büyük bir ülke, gezmek için aylar lazım dediğimiz Hindistan’ın 2,5 katı bir alana sahip ki bu neredeyse tüm Avrupa kıtası kadar. Ülkenin önemli bir bölümü (kuzeybatısı) Amazon yağmur ormanlarından oluşuyor ama bu sizi gevşetmesin,

Brezilya Gezi Notları (Bölüm II) – Sao Paulo

Resim
Sao Paulo sadece Brezilya’nın değil, tüm güney yarımkürenin en büyük şehri ve ülkenin ticari başkenti. Bu nedenle gerek Brezilya içinden gerekse diğer Güney Amerika ülkelerinden ciddi göç alan bir şehir. Buna karşın ülkeye gelen turistlerin pek de ziyaret etmedikleri bir şehir. Zürih ya da Manchester ne kadar turistik ise Sao Paulo da o kadar turistik diyebiliriz. İnternette işe yarar bir turistik haritası bile yok! Oryantasyon Centro Birinci gün yapılan hızlı şehir turunda öğrendiğim ilk şey; zamanında şehrin zengin ve güzel kısmı olan merkezin (Centro) bugün maalesef kimsenin yaşamadığı, gündüzleri iş yerleri nedeniyle hareketli, gün batımı sonrası ise sokaklarında yürüyemediğiniz bir bölgeye dönüşmüş olması. Buna karşı şehir merkezinin etrafını çepeçevre saran bir kuşak olarak konumlanan ‘iyi’ semtler ve bölgeler yer almakta. (Bu nedenle otel seçerken merkezde olsun diye tutturmayın) Praça de Se Praça de Se (Se Meydanı) şehrin sıfır noktası. Burada benim en dikkatimi